SÜNEN-İ İBNİ MÂCE TERCEMESİ ve ŞERHİ > RÜ'YA TÂBİRİ (YORUMLANMASI) KİTABI

 

islam

help 2.30.35 35-Ruya-Tabiri previous next

HADİS KİTAPLARI > SÜNEN-İ İBNİ MÂCE TERCEMESİ ve ŞERHİ > 35-Ruya-Tabiri
35- RÜ'YA TÂBİRİ (YORUMLANMASI) KİTABI

1- Müslümanın Gördüğü Veya Onun Hakkında (Başkası Tarafından) Görülen Sâliha (Yâni Güzel) Rü'ya Babı

2- Uyku Hâlinde Peygamber (Sallallahü Aleyhî Ve Sellem)’i Görmek Babı

3- Rü'ya Üç Çeşittir, Babı

4- Hoşlanmadığı Bir Rü'yayı Gören Kimse (Hakkında Gelen Hadîsler) Babı

Hoşlanılmayan Bir Rü'ya Gören Müslümanın Yapacağı Şeyler

Güzel Bir Rü'ya Gören Müslümanın Yapacağı Şeyler

5- Şeytan Bir Kimse İle Uykusunda Oynarsa (Yânı Hoşlanmadığı Bir Rü'ya Görürse) O Kimse Rü'yasını İnsanlara Anlatmasın, Babı

6- Rü'ya Yorumlanınca Vuku Bulur. Bu İtibarla Sahibi Onu Seveninden Başkasına Anlatmasın, Babı

7- Rüya Neye Dayanılarak Yorumlanır? Babı

8- Görmediği Bir Rü'ya Yi Gördüğünü İddia Ederek Yalan Söyleyen Kimse (Hakkında Gelen Hadîs) Babı

9- En Doğru Rü'ya En Doğru Sözlü Olan İnsanındır, Babı

10- Buta Tâbiri (Yorumlamak) Babı







35- RÜ'YA TÂBİRİ (YORUMLANMASI) KİTABI


Rü'ya» Kişinin uyku hâlinde gördüğü şeye ve uykuda bir §ey görmesi işine denilir.

E 1 - H â f ı z, el-Fetih'te, yâni Fethu'I-Bâri isimü B u h â r 1 şerhinin "(Rü'ya) Tâbiri Kitabı" başlığı altındaki bölümün baş kısmında kişinin uyku hâlinde gördüğü rü'yanın mâhiyeti hakkında söylenen değişik sözleri ve muhtelif görüşleri beyân ve nakleder. Bunları buraya aktarmak bir hayli yer alır. Bu itibarla buraya nakletmekten vazgeçmekle beraber bir iki noktasını açıklamak iyi olur. Şöyle ki:

El-Hâfız'ın beyânına göre el-Mâzirî: Rü'yanm mâhiyeti hakkında çok şey söylenmiştir. Müslümanların dışındaki bir takım çevreler de bu konuda tutarsız ve reddedilmeye mahkûm bir sürü şeyler söylemişlerdir. Sağlıklı görüş ancak Ehl-i Sünnet mez~ hebine mensub İslâm âlimlerinin şu görüşüdür: Allah Teâla, uyanık insanın kalbinde bir takım itikadlar yarattığı gibi uyuyan insanın kalbinde de bâzı itikadlar yaratır. Allah Teâlâ uyuyan insanın kalbinde yarattığı itikadlan başka zamanlarda yarattığı bir takım şeylerin belirtisi ve aynası hâline sokar. Rü'yada görülen durum, bazen aynası olduğu işe muhalif olur. Evet, uyanık kişinin kalbinde yaratılan itikad ve kanaat, bâzı olayların aynası görünümünde olmasına rağmen bunun tersi çıkabilir. Meselâ bulut yağmurun belirtisidir. Allah Teala bulutu yağmurun alameti olarak yaratmıştır. Ama bazen bulut olmasına rağmen yağmur yağmayabilir. Aynı şekilde uyku hâlindeki insanın kalbinde yarattığı itikadı, bir olayın alâmeti olarak yaratmıştır. Fakat bazen yağmur yağmadığı gibi o olay da olmayabilir. Uyku hâlindeki insanm kalbinde söz konusu itikad bazen meleğin huzurunda oluşur. Bu takdirde sevindirici rü'ya görülür. Bazen de şeytanın hazır bulunduğu bir zamanda oluşur. Bu takdirde üzüntülü ve zararlı rü'ya görülür. Rü'yanın mâhiyeti hakkındaki en üstün ilim Allah katındadır, der.

El-Hâfız bu arada e 1 - H a k i m' den bâzı nakiller yapmaktadır. Bunun bir bölümünde e 1 - H a k î m özetle şöyle der: Allah Teâlâ; insanların Levh-İ Mahfuzdaki durumlarına muttali olan bir gurup meleği rü'ya işiyle görevlendirmiştir. Görevli melek Levh-1 Mahfuzdan aldığı durumları bir takım olaylar ve şekiller haline sokarak ilgili insanın rü'yasında kalbine yerleştirir ki o kimse için bir müjde veya uyarı ya da kınama değerinde olsun. Böylece hikmetli, yararlı veya sakındınci bir faaliyet gösterilmiş olur. ilgili melek bu gayret içinde iken şeytan da insana karşı duyduğu kin ve husûmetten dolayı onu uyanık iken rahat bırakmak istemediği gibi uyku âleminde de rahat bırakmak istemez. Ona bir takım hiyle ve tuzaklar kurmaktan geri durmaz. Şeytan insanm rü'yasmı ifsâd etmek üzere ya onu gördüğü rü'ya hususunda yanıltmak ister veya rü'yasın-dan gaf il olmasını sağlamaya çalışır.

Rü'yalar genel olarak iki kısma ayrılır:

Birincisi: Doğru olan rü'yalar. Bu nevî rü'yalar, uyanıklık âleminde doğru çıkan rü'yalardır. Peygamberlerin, O'nlara uyan sâlih mü'minlerin gördükleri rü'yalar bu nevidendir. Bâzan dindar olmayan insanlar da bu tür rü'yalan görürler.

İkincisi: Adgâs denilen karmakarışık ve bir anlam taşımayan rü'yalar. Bu nevî rü'yalar da kısımlara ayrılır:

a) Şeytanın uyuyan kişiyle oynaması ve onu üzmesine dâir rü'yalar. Meselâ kişi rü'yasında başının koparıldığını ve kendisinin başını takibe koyulduğunu görür. Ya da korkunç ve tehlikeli bir duruma düştüğünü ve hiç kimsenin kendisini kurtarmaya gelmediğini görür.

b) Meleklerin haram bir şeyi uyuyan kişi için helâl kıldığına veya haram bir işi teklif ettiklerine dâir rü'ya ve aklen muhal ve imkânsız olan buna benzer işlerle ilgili rü'yalar.

c) Kişinin uyanık iken üzerinde konuştuğu veya olmasını temenni ettiği bir şeyi, uyanık iken itiyad hâline getirdiği bir şeyi, rü'yasında görmesi.[1]



1- Müslümanın Gördüğü Veya Onun Hakkında (Başkası Tarafından) Görülen Sâliha (Yâni Güzel) Rü'ya Babı


3893) "... Enes bin Mâlik (Radtyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Selletn) şöyle buyurdu, demiştir:

Salih (yâni ibâdetine düşkün, haramdan sakınan müslüman) kişi tarafından görülen güzel rü'ya, peygamberliğin kırk altı parçasından bir parçadır.»"



3894) "... EbÛ Hüreyre (Radtyallâhü ank)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

«MÜ'mİnin rü'yası peygamberliğin kırk altı parçasından bir par-



3895) "... Ebû Saîd-i Hudrî (Radtydllâhü anh)'6en rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöy\e buyurmuştur:

¦Salih (yâni ibâdetine düşkün, haramlardan sakınan) müslü-man adamın rü'yası peygamberliğin yetmiş parçasından bir parça-

Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bunun senedinde bulunan Atiyye bin Sald el-Avfi el-Beceli, zayıftır.



3896) "... Ümmü Kürz el-Ka'biyye (Radıyallâhü anAa/dan rivayet edildiğine göre kendisi:

Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve SellemJ'den şu buyruğu işittim, demiştir:

-Peygamberlik gitti (yâni O'ndan sonra peygamber gönderilmeyecek) ve mübeşşirât (yâni mü'minin göreceği güzel rü'yalar) kaldı.»"

Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bunun senedi sahih olup râvileri güvenilir zâtlardır.



3897) "... İbn-i Ömer (Radtyallâhü anhümâydan rivayet edildiğine göre ; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

«Salih, (yâni güzel) rü'ya, peygamberliğin yetmiş parçasından bir parçadır.»"



3898) "... Ubâde bin es-Sâmit (Radtyallâhü nnh)'dtn; Şöyle demiştir: Ben, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemî'e, Allah Sübhânehu'nun; = *Düny» hayatında da

ahirette de büşrâ (müjde) onlara (Allah'ın velilerine) dir.»[2] buyruğunu (n Büşrâ = Müjde kelimesiyle neyin kasdedildiğini) sordum. Buyurdular ki:

«O, (yâni âyetteki Büşrâ), güzel rü'yadır, onu müslüman kişi görür veya (başka müslüman tarafından) onun için görülür.***



3899) "... Ibn-i Abbâs (Radtyallâhü anhümâydan; Şöyle demiştir:

Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), (son) hastalığında si-târeyi (yâni evinin kapısının perdesini) açtı. (Mescid-i Nebevî'deki) cemaat safları Ebû Bekir (Radıyallâhü anh) 'm arkasında (duruyor) idi. Resul i Ekrem (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (onlara hitaben) :

«Ey insanlar! Peygamberliğin belirtilerinden yalnız güzel rü'ya kaldı. O rü'yayı müslüman kişi görür veya onun için (başkası tarafından) görülür,» buyurdu."[3]



İzahı


Bu babın ilk hadîsi B u h â r i, ikinci ve beşinci hadisleri Müslim tarafından da rivayet edilmiştir. Üçüncü ve dördüncü hadîsler ise notlarda belirtildiği gibi Zevâkf nevindendir. Önce bu hadislerle ilgili bilgi verelim. Daha sonra 3898 ve 3899. hadîslerin izahını yapalım.

Birinci ve ikinci hadîste sâlih, yâni ibâdetine düşkün ve haramlardan sakınan müslümanın gördüğü rü'yanın peygamberliğin kırk altı parçasından bir parça olduğu bildirilir. Üçüncü ve dördüncü hadîslerde ise anılan rü'yanın peygamberliğin yetmiş parçasından biri olduğu belirtilir.

Başka rivayetlerde bu sayılar yanında 45, 50, 44, 40, 49 ve 26 sayılan da vardır. Avnü'l-Mabûd yazarı bu değişik rivayetlerin bulunduğunu belirttikten sonra konu hakkında özetle şu bilgiyi verir:

T a b e r i: Bu ihtilaflar ve değişik sayılar, rü'ya gören müslümanın hâline dönüktür: Takva sahibi olmayan ve din Ölçülerine göre fâsık sayılan müslümanın gördüğü rü'ya nübüvvetin yetmiş parçasından biridir. Takva sâhib olan müslümanın rü'yası ise nübüvvetin kırk altı parçasından biridir. Şu halde rü'yanın doğruluk derecesi müslümanın salâhat ve takva derecesine göre değişik olur, demiştir.

Müslümanın gördüğü rü'yanın peygamberliğin şu kadar parçasından bir parça olduğunu bildirmekten maksad; peygamberlik hasletinin parçalara bölünmesi veya takva sahibi olan bir müslümanın peygamberlik hasletinden bir parçayı kazanabilmesi değildir. Maksad şudur: Peygamberlikte zaman zaman gayıbtan haberdar olmak meziyeti vardır. Yüce Allah dilediği zaman bir peygamberi gayıbtan haberdar eder. Bu itibarla gayıbtan haberdar olmak peygamberliğin alâmetlerindendir. Peygamberlik görevi kalıcı değildir. Fakat alâmetleri kalıcıdır. Müslüman bir kimse bazen Allah'ın takdir ve dilemesi ile rü'ya âleminde bir gayıbtan haberdar edilebilir ve bu itibarla müslümanın rü'yada gördüğü bir şey aynen gerçekleşebilir.

lbnü'1-Esîr, en-Nihâye'de şöyle demiştir: Güzel rü'yanın peygamberliğin kırk altı parçasından bir parça sayılması şöyle yorumlanır:

Sahih rivayetlerin ekserisine göre Peygamber (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm), 63 yıl yaşamış ve peygamberlik süresi 23 yıl olmuştur. Çünkü O, kırk yadını doldurduğu zaman peygamber olmuştur. Başlangıçta Peygamber (Aleyhi' s-salâtü ve's-selâm) *e rü'ya biçiminde vahiy gelirdi. O'na uyku hâlinde vahiy şekli altı ay sürdü. Bu sürece gördüğü rü'yalar aynen gerçekleşirdi. Sonra Cebrail (Aley-hisselâm) O'na uyanıklık hâlinde vahiy getirmeye başladı. Peygamberlik süresi 23 yıl devam ettiğine göre rü'ya yoluyla vahiy süresi bunun kırk altı parçasından bir parça olur. Bu itibarla takva sahibi müslümanın gördüğü rü'ya doğruluk ve isabetli oluşu bakımından Peygamber (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'m başlangıçta gördüğü rü'ya'ya benzer ve dolayısıyla 23 yıl devam eden peygamberliğin kırk altı parçasından bir parça görünümünde olur.

Yukarda belirttiğim gibi hadîslerden maksad rü'yanın peygamberlikten bir parça olduğunu ifâde etmek değildir. Çünkü peygamberlik görevi 3896, 3899 nolu hadîsler ile benzeri hadislerde belirtildiği ve Kur*ân-ı Kerim âyetlerinde bildirildiği gibi Hz. M u h a m -m e d (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in vefatı ile sona ermiştir. Herhangi bir müslümanın rü'yası hiçbir zaman Şer'i bir hüküm için mesned ve kaynak sayılamaz. Bu noktayı önemine binâen vurgulamak isterim.

3898 nolu Ubâde (Radıyallâhü anh) 'm hadisini T i r m i z 1 de rivayet etmiştir. 3899. hadis; Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâİ ve Ahmed tarafından da rivayet edilmiştir. Bu hadislerde ve 3896. hadiste geçen Mübeşşirât ve Büşrâ kelimeleri güzel ve müjdeleyici, sevindirici rü'ya mânâsına yorumlanmıştır. Zâten B u h â r i' nin Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh) 'den rivayet ettiği bir hadîste Resûl-i Ekrem (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'e Mü-beşşirât'ın ne olduğu sorulmuş ve verilen cevabta Rü'ya'yı sâliha, yâni güzel rü'ya olduğu beyân buyurulmuştur.

Bu hadislerden çıkan sonuç şudur: Peygamber (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm) 'in vefatı ile vahiy sona ermiş olur. Bu itibarla gelecekte vuku bulacak bir şeyden haberdar olabilmenin tek yolu tavkâ sahibi müslümanın güzel rü'yasıdır.

Takva sahibi müslümanlarm gördükleri doğru rü'yaların çoğu sevindirici olduğu için Mübeşşirât ismi verilmiştir. Bazen uyarıcı ve sakmdırıcı rü'ya da görülebilir.

T i r m i z İ' nin "Nübüvvet gitti ve mübeşşirât kaldı*' başlığı altındaki bir bâbta rivayet ettiği E n e s (Radıyallâhü anh) 'in bu mealdeki bir hadisinin izahı bölümünde TuhJfe yazarı naklen şu bilgiyi verir:

E 1 - M ü h e 1 1 e b demiştir ki: Hadîste Mübeşşirat kelimesinin kullanılması müslümanlar tarafından görülen rü'yalann ekserisi itibarıyladır, umûmi değildir. Çünkü rü'yalann bir kısmı uyarıcı mâhiyettedir, doğrudur. Allah Teâlâ, mü'nün kulunu uyarmak ve sakındırmak için bazen korkutucu rü'ya gösterir ki mü'min kulu geleceği için tedbir alsın.

İbnü't-Ti n de şöyle demiştir: Hadisten maksad şudur: Peygamber (Aleyhi's-salâtü ve's-selâm)'in vefatı ile vahiy son bulur. Artık gelecekte vuku bulacak şeylerden haberdar olmanın tek yolu takva sahibi müslümanların gördükleri doğru ve ekseriyetle müjde-leyici rü'yalardır. Bu hadisin zahirine göre gelecekte vuku bulacak bir şeyin rü'yadan başka bir yolla bilinmesi mümkün değildir. Halbuki ilham yoluyla da gelecekten haberdar olmak mümkündür, ilham peygamberler için mümkün olduğu gibi onlann dışında kalan veli kullar için de mümkündür. İlham, Allah tarafından feyiz yoluyla mü'min kulun gönlüne bir şeyin konulması ve telkin edilmesidir, îlhâm da rü'ya gibidir. Yâni Peygamber olmayan takva sahibi bâzı müslümanlara Allah tarafından verilir. Hz. Ömer (Radıyal-lâhü anh)'ın menâkıbı bölümünde vârid olan Ebü Hüreyre (Radıyallâhü anhJ'ın hadîsi bunun delilidir. (Söz konusu hadîs, Sa-hih-i Buhâri'nin muhtasarı Tecrîd-i Sarih adlı eserin tercemesinin 1496. hadistir) Bu zâtlara Muhaddesûn adı verilmiştir. Birçok velî, bâzı gayıblardan haber vermişler ve verdikleri haberler" doğru çıkmıştır. Bu noktada duyulan şüphe ve itiraza şöyle cevab verilir. îlhâm, pek az müslümana nasip olur. Mübeşşirat ise bütün müslümanlara şümullüdür. Yâni her müslüman rü'ya yoluyla gelecekten haberdar olabilir. Onun için gayıbtan haberdar olmanın tek yolunun rü'ya olduğu beyân buyurulmuştur. Diğer taraftan ilham nadiren olabilir. Rü'ya ise her zaman görülebilir.

3898. hadiste geçen Yûnus sûresinin 64. âyetinin geniş açıklaması için tefsir kitablarına müracaat edilmelidir.[4]



2- Uyku Hâlinde Peygamber (Sallallahü Aleyhî Ve Sellem)’i Görmek Babı


3900) "... Abdullah (bin Mes'ûd) (Radtyallâhü anh)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallakü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :

¦Kim beni rü'yasmda görürse o kimse uyanık iken beni görür (gibidir, rü'yası doğrudur). Çünkü şeytan bana benzer bir surete giremez. ¦"



3901) "... Ebû HüreyrefRadtyallâhü , buyurdu."

Not: Zevâîd'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedindeki râviler güvenilir zâtlardır. Fakat sened munkati (kesikKir. Çünkü Ali bin el-Medînl ve îbn-i Muin : EbÛ Seleme, Talha (R.A.)'den bir şey işitmemiş, demişlerdir.



3926) "... Ebû Hüreyre (Radıyaüâhü ö«A)'den rivayet edildiğine göre; Resülullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

«Ben (rü'yada) ğul (— boyuna takılan lala — yi görmek) den lanmam ve kayd (—ayağa takılan pranga — yi görmek)! severim. Kayd (yâni pranga) dinde sebat etmektir.»[30]



İzahı


Bu hadisi Tirmizİ daha uzun bir metin hâlinde rivayet etmiştir. Buhâri ve Müslim de bunu rivayet etmişlerdir. Ancak uzun bir metin sonunda geçen bu cümlelerin merfû olup olmadığı kesinlik kazanmıyor. Onun içindir ki Müslim bir rivayetinde bu cümlelerin merfû mu, yoksa râvi îbn-i Sirîn'e âit mi olduğu hususundaki tereddüdü belirtmiştir. Başka bir rivayette de Ebû Hüreyre (Radıyallâhü anh) *ın sözü olarak nak-letmiştir.

Ğull: Boyuna takılan lâle mânâsına yorumlandığı gibi hem buna hem de ele vurulan kelepçe mânâsını içeren şümullü bir mânâya da yorumlanmıştır. El-Hâfız, el-Fetih te bu görüşleri naklet-miştir. Buhâri,- bunun yalnız lâle, yâni boyuna takılana mahsus olduğunu Rü'yada lâle denilen boyun halkasını görmenin hoş karşılanmaması sebebi hakkında şöyle denilmiştir: Çünkü Allah Teâlâ Kur'ân-ı Ke-rîm'de bunun cehennem ehlinin sıfatı olduğunu bildirmiştir. Buna dâir âyetlerden birisi Yasin sûresinin 8. âyetidir:

«Şüphesiz biz boyunlarına, çenelerine kadar varan lâleler geçirdik. Bunun için başlan yukan doğru kalkıktır.»"

Ağlâl: Ğull'un çoğuludur.

Kayd: Ayağa takılan pranga ve benzeri halka gibi şeye denir. Rü'yada kaydı görmenin iyiye yorumlanması ve dinde sebat göstermek mânâsını taşıması sebebi hakkında şöyle denilmiştir: Çünkü pranganın yeri ayaktır. Bu itibarla; günahlardan, serden ve bâtıl şeylerden sakınmak mânâsmı ifâde eder. Ayağına pranga vurulan kişi yürüyemez. Bu, bâtıl şeylere yürümeye engel olan imân ve İslâmiyet'e sadakat için örnek sayılmıştır.[31]




--------------------------------------------------------------------------------

[1] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/89-90.

[2] Yûnus, 64

[3] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/91-94.

[4] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/94-96.

[5] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/96-99.

[6] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/99-100.

[7] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/100-102.

[8] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/102-103.

[9] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/103-104.

[10] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/104.

[11] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/104-105.

[12] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/105-106.

[13] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/106-107.

[14] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/107-108.

[15] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/108-109.

[16] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/109.

[17] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/109-110.

[18] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/110-111.

[19] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/111.

[20] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/111-112.

[21] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/112.

[22] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/112-114.

[23] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/114-116.

[24] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/116-117.

[25] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/117-118.

[26] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/118-121.

[27] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/121-123.

[28] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/123-124.

[29] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/125.

[30] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/125-128.

[31] Sünen-i İbni Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yayınları: 10/128-129.



© 2015 http://islamguzelahlaktir.blogspot.com/